Kitap hakkında: 1985 / Bir Ocak sabahıydı. Harika bir sabah - ayaz, kar beyazı, ayaz bıyıklı ve gözlerinde güneşli ışıltılar olan yaşlı dağcılara benziyor. Kar bütün gece kalın beyaz pullar halinde yağdı. Sonra şafak sökerken güçlü bir kuzey rüzgarı gökyüzünü açtı. Evin arkasında, dağın eteğinde orman, kar altında mışıl mışıl uyuyordu. Ağaçların arasından mavi gölgeler düşüyordu. Ladin ağaçları hala kar tabakalarının altında bükülüyordu, çünkü şafak vakti rüzgar onları uçurmuyordu - sadece bulutları dağıtıyordu. Orada, ormanın kenarında Isabella ve Gerard büyükanne ve büyükbabalarıyla birlikte yaşıyorlardı. Yeşil panjurlu gri evleri köyden uzakta duruyordu, o sabah donmuş bir nehrin kıyısında zar zor görülebiliyordu. Tarla ve çayırın içinden köye giden yol bile seçilmiyordu. Çocuklar onu pencereden görmeye çalıştı. İlk dönüşe kadar açıkça görülüyordu. Orada eski bir akçaağaç duruyordu; iki yıl önce kurumuştu ve büyükbabam hâlâ onu kesmeye fırsat bulamamıştı. Ve sonra her şey birleşti…